18 Mayıs 2011 Çarşamba

Deep Purple

Yahu, bizim amcalar İstanbul'a konsere gelirmiş. İnce çizgiler vardır, oralardan geçmeye kıyamazsın hayatta sanki onları zedelemekten korkarsın.Efsanelerin canlı olduğunu hayal etmek zordur, sanki onlar dokunulmaz, görülmez sadece içinde hissedilirdi. Bir gün bi bakmışsın karşında bizim amcalar yıllarca kulağında eskitemediğin parçaları çalmaya başlar, nasıl bir duygu olabilir ki bu ? Arkadaş, bırak akışına der için ama bi yanında sakin olmana gerek yok içinden geleni dışa vur der..Hep içimde ulaşılması güç olan şeyler beni çeker veya daha çok heyecanlandırır, birazda çocuklaştırır. Aynı aşk gibi, o da öyle değil midir azizim, ne kadar gizli ve içtense o kadar güzeldir. Dur bakalım, şu an algılayamadığın bu durum- Efsaneleri canlı dinlemek- hiç ona kavuşmayı ummadığın bir anda karşına çıkan çocukluk aşkınla aynı hissi verecektir belki de..

Bu amcalar hiç ölmesin, hep söylesin hatta abartsınlar bizim eve içmeye gelsinler burda da çalsınlar.Niye olmasın ki ? hani çok inanca oluyodu, yalan arkadaşım yalan bunlar..

İnsanı tutkuları, sevdikleri, arzuları bağlar hayata işte bunun için önem veriyorum çok, tek korkum ulaşılması zor olana ulaştığım anda aldığım hazın daha sonra alacağımdan fazla olması.Biri iki saate sıkışırken, diğeri belki de bütün hayatımı kapsıyor.

Saygılarımla, Deep Purple'daki Tonton amcalar beni bekler..